Tıp fakültesinden Kapalıçarşı’ya uzanan geçmişi, ticari tecrübeleri ve yöneticilik vasfıyla Dr. Hasan Fırat Kapalıçarşı Esnaf Derneği Başkanlığını uzun zamandır yürütüyor. Habergold olarak ekonomi gündemi, çarşı sorunları vb konular üzerine kendisiyle görüştük. İlerleyen süreçte paylaşımlarını genişleteceğimiz görüşmenin ilk kısmı, Fırat’ın Kapalıçarşı’yla tanışması ve ekonomi merkezi olan çarşıya bakış açısından oluşuyor. Yaptığımız görüşmede Fırat, doktorluğun ardından çarşıya yönelim hikayesini şöyle dile getirdi;
"Ben tıp fakültesinde okurken, babam Kapalıçarşı’da esnaftı. Bende yaz tatillerinde buraya babamın yanına yardıma gelirdim. Fakülte bittikten sonraki beş sene, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde askerlik, sonra da İstanbul Bakırköy Belediye Tabipliği yaptım. Bu süreçten sonra, Kapalıçarşı’ya babamın mesleğine döndüm. O dönem tekstilcilikle uğraşıyorduk, 1990’a kadar babamla birlikte çalıştık. Sonraları ben farklı iş kollarına geçiş yaptım. Önceleri ithalat, ihracat, dışarıdan hammadde getirme çalışmaları yürüttüm. Daha sonra kuyum, turistik eşya ve inşaat gibi değişik kollarda faaliyet göstermeye devam ediyorum.”
Ekonominin merkezi olan Kapalıçarşı’nın başkanının, altın ve döviz üzerine düşünceleri ise şu şekilde oldu;
"Herkesin bildiği gibi, dünyadaki altın ve döviz borsası her zaman Kapalıçarşı olmuştur, öyle olmaya da devam edecektir. Ama dünya genelinde ekonomiye baktığımızda, bir daralma başladığını görüyoruz. Şu an Avrupa’daki sıkıntılar, Amerika’nın ciddi daralmalara gitmesi ve dört beş yıldır kendisini toparlayamaması, Ortadoğu’da çıkan savaşlar, ekonomik açıdan Türkiye’ye de yansıdı. Ülkemiz ekonomisi şu an daralmış durumda. Uzun vadede gelecek için altına bakarsak eğer, zirveye çıkarak tavan yaptığını göreceğiz. Şimdilerde ise geri sayıma başlamış durumda. Kaybettiği değeri tekrar kazanabilmesi için, zamana ihtiyaç var diye düşünüyorum. Çünkü şu an dünyadan altına fazla bir talep yok. Rusya’da rezervlerin düşmeden önce dahi talep daha fazlaydı. Bunların yanı sıra altın eskisi gibi, sanayide hammadde olarak da kullanılmıyor. Dolayısıyla bu Türkiye’deki tüketimin düşmesine de etki etti. Eskiden altın bir yatırım aracı olarak görülür ve yastık altında tutulurdu. Şimdilerde zorunda kaldıkça ve ihtiyaç halinde alım yapılıyor.”
YORUMLAR