Renk değiştirme özelliğine sahip olan ve dünyada sadeceTürkiye’de bulunan bu nadide mücevher
taşı dünyada nasıl meşhur oldu?
Son on yıldır dünya değerli taş piyasalarında ülkemizin adının sıkça duyulması neden olan ve piyasada
"renk değiştiren diyaspor” olarak bilinen diyaspor kristalleri Türkiye’de sadece Muğla ilimizin Milas
bölgesinde Milenyum Madencilik firması tarafından üretilmektedir.
70’li senelerde Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün alüminyum üretimleri sırasında ilk defa
rastlanan bu kristallere gereken özeni gösterildiği söylenemez. Rastlandıkça bir kenarda biriktirilen ve
bugün itibariyle halen akıbeti belli olmayan bu kristallerin bazı çalışanlar, mühendisler ve çevre köylüleri
tarafından yağmalandığı ve süs eşyası olarak kullanıldığı rivayetler arasındadır. Ayrıca Eti Maden
İşletmelerinin bölgeden çekilmesiyle ruhsatın Milenyum Madenciliğe devri arasında geçen süre içinde bu
ruhsat sahası, sahada diyaspor kristali olduğunu bilenler tarafından iyice hırpalanmış, izinsiz yapılan
maden hırsızlıkları sonucu ocaklarda göçükler oluşmuş, vergisi ödenmeden çıkartılan bu kristaller hiç
değerinde olmayan fiyatlarla çalan kişiler tarafından satılmış ve milli ekonomiye kazandırılması gereken
meblağ heba olmuştur.
Ruhsatın şirket ortaklarından Ahmet Murat Akgün’e devrinden sonra, Milenyum Madencilik
tarafından yapılan büyük yatırımlar ve uzun süren uğraşlar sonucu ocaklar tekrar üretim yapılabilir bir hale
getirilerek, Türkiye’de yasal çerçevede ilk diyaspor kristali üretimi Milenyum Madencilik tarafından
sağlanmıştır.
Önceki dönemde bu konuda yeterli tecrübe ve bilgisi olmayan şahıslar tarafından yasadışı yollardan
üretilerek pazarlanmaya çalışılan diyaspor kristalleri piyasada fazlasıyla bulunduğu için yasal üretimlerin
piyasaya sürümü de uzun bir zaman ve efor gerektirmiştir. Bu şahıslar tarafından çalınarak ve bilinçsizce
işlenmeye çalışılan kristallerin piyasalarda var olan kötü etkisini silmek ve tekrar hak ettiği yere getirmek
ruhsat sahibinin kişisel çabaları sonucunda mümkün olabilmiştir. 2006’dan bu yana yasal olarak üretilerek
satışa sunulan diyaspor kristali, ülke ekonomisine direk olarak katkı sağlamaya devam etmektedir. Ayrıca
Milenyum firmasının direk ve dolaylı olarak bir çok yabancı ülkede katıldığı fuarlar ve yaptığı sistemli
pazarlama çalışmaları sayesinde değeri artarak satıldığı her ülkede Türkiyemizin tanıtımına pozitif etki
etmektedir.
Mineral gurubu diyaspor’un bir üyesi olan ve Türkiye’de çıkarılan "renk değiştiren diyaspor” taşı
renksiz olarak da bulunmaktadır. Değerini belirleyen ‘renk değiştiren özelliği ’ farklı ışık altında farklı
açılardan bakıldığında çeşitlilik gösteren renk yapısından kaynaklanmaktadır. Her boyutunda bu özellik
olabilse de büyük taşlarda daha belirgin olarak görülmektedir. Kivi yeşilinden morumsu pembe tona kadar
farklı renklerde bulunabilen bu taş diğer taşlara oranla çok az rastlanır bir şekilde ısı, radyasyon, dolgu vb.
işlemlere tabi tutulmaksızın %100 doğal bir şekilde piyasalara girmiştir.
Türk diyasporu çoğunlukla son derece temiz ve berraktır. Bazılarında ise "kedi gözü” efekti ve taşın
yüzeyinde boylu boyunca uzanan tek bir ışık huzmesi görülür. Türk diyasporu piyasaya sürülmeden önce
mücevher taşları arasında "kedi gözü” efektine sahip ve aynı zamanda renk değiştiren tek mücevher taşı
Aleksandrit idi.
Taş kesiminde kullanılan gelişmiş yöntemlerle renk değiştiren özelliği daha da güzel işlenebildiği için
bu taş usta ellerde gerçek kıymetini bulur. Diyasporun kesilişi çok kolay olmasa da usta ellerde son derece
yaratıcı ve güzel tasarımlarda kullanılabilecek yüksek bir potansiyel taşır. Dünyaca ünlü usta kesimcilerden
Rudi Wobito ya da Stephen Kotlowski kesim konusunda akla gelen ilk isimler.
Diyaspor taşının imitasyonunu nasıl ayırt edebiliriz?
Dünya piyasalarında taşa olan yüksek taleple beraber maalesef bir çok imitasyon versiyonu da
piyasaya sürüldüğü için bu son derece dikkat edilmesi gereken bir konu. Ülkemize gelen turistlerin bir çoğu
artık diyaspor kristalini vatanından alabilmek için kuyumculara sormaktadır. Maalesef turiste hizmet veren
bir çok kuyumcunun sahte taşları gerçek diye satmaya çalıştıkları duyumları günden güne artmaktadır. Bu
şahıslar hem ülkemiz esnafına hem de Türk insanına olan güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. Sahte
olanları çoğunlukla mükemmel kesilmemiş ve boyut olarak da kalibre edilmiş, standart boyutlardadır. Aynı
boyutta ve şekilde, büyük miktarlarda ve özellikle büyükçe ölçülerde bulduğunuz diyasporların imitasyon
olma olasılığı oldukça yüksektir.
Renk değiştiren özelliği gün ışığında ve parlak spot ışık altında aşırı
belirgin oluyorsa bu da taşın sentetik veya taklit olma ihtimalinin yüksek olduğuna işarettir. Tozundan
yapılan, sıkma Diyaspor kesinlikle yoktur ve bu tür deyimler genelde konuyu istismar edenlerin söyledikleri
terimlerdir.
Yüksek kalitede, iyi kesilmiş, renk değiştirme özelliğine sahip olan Türk diyasporları (özellikle büyük boyda
olanları) yüksek fiyatlarda satılmaktadır. Bu tip taşların karat fiyatı birkaç yüz dolar dahi olabilmektedir.
İhraç edildiği ülkeler arasında Amerika ve İngiltere başı çekmekle beraber Japonya, İtalya, Almanya ve
Hong Kong’a ve daha bir çok ülkeye ihraç edilmektedir. Türkiye’de ise Harmony koleksiyonunda bu nadide taşın hemen her çeşidini ve boyunu toptan fiyatlarda bulmak mümkün.
Milenyum Madenine Gezi
Aslında bu gezinin de dünyanın birçok madenine yapılan ziyaretler kadar zor olduğunu belirtmemiz
gerekiyor. Bodrum Milas havalimanına vardıktan sonra en yakın köye varış yaklaşık 45 dakika alıyor.
Anadolu’nun güzel teperinde gözlerden ırak bir bölgece bulunan maden alanına gitmek için dört çekerli bir
araç şart. Sıcak ve rutubet bir yana, zorlu arazi koşullarında yapılan bir saatlik bir yolculuktan sonra
madene vardığımızda Milenyum Madencilik’ den mühendisler tarafından karşılandık. Madencilerin son
derece güvenli şartlarda çalıştığı bu işletmede etik anlamda dünyada geçerli olan ve aranan yüksek
standartlar ve çevrecilik bilincini dikkate alan teknikler uyguladığını görmek bizler açısından gurur vericiydi.
Maden, sıcak bir yaz gününde dahi oldukça soğuktu. Madencilerin bize söylediğine göre kışın durum tam
tersi, dışarıda hava soğukken madenin içi çok daha sıcak oluyormuş. Geçtiğimiz tünellerden sonra
vardığımız noktada madencilerle birlikte topraktan ellerimizle çıkarttığımız muhteşem diyasporları
görmemizle çektiğimiz tüm sıkıntıları unuttuk. Ham halleriyle bile etkileyici olan Türk diyasporları tam
anlamıyla büyüleyici güzellikteydi.
ICA International Colored Gemstone Association ve Uluslar arası Gemoloji Derneği Türkiye Başkanı; Fazıl Özen..
YORUMLAR