Reklam
  • Reklam
Türkiye de fuarlarımızı Avrupa’yı yapalım, dünya bize...
Reklam

Türkiye de fuarlarımızı Avrupa'yı yapalım, dünya bize gelsin…

İstanbul Kuyumcular Odası Eski Başkanı Ahmet Karbeyaz, aynı zamanda, İstanbul Altın Rafinerisi’nin başında bulunan, sektörün duayenlerinden olan Karbeyaz’a fuarı sorduk ve düşüncelerini aldık, "habergold.com” a yaptığı açıklamada bizleri bilgilendirdi.

10 Ağustos 2017 - 01:04
Reklam

İstanbul Kuyumcular Odası Eski Başkanı Ahmet Karbeyaz, aynı zamanda, İstanbul Altın Rafinerisi’nin başında bulunan, sektörün duayenlerinden olan Karbeyaz’a fuarı sorduk ve düşüncelerini aldık, "habergold.com” a yaptığı açıklamada bizleri bilgilendirdi.

Tüm fuarları topla bu hepsine bedel. Ben bu fuarın ilk gününden itibaren biliyorum. Kimisine katıldım, bazılarına ziyaretçi olarak katıldım. Ama bu fuar da mükemmel bir çalışma yapmışlar. Yurt dışından müthiş alıcılar gelmiş ve birebir alıcılar gelmiş… Güzel bir çalışma yapmışlar. Fuarı hazırlayanları tebrik ettim.

Buradaki katılımcıların ilk defa sipariş alması, tümünün sipariş aldığını, küçük büyük tüm firmaların sipariş alması da diğerlerinden farkını gösteriyor bu fuar… Genelde fuarlarda tüm firmalar sipariş almazlar. Ama bu fuarda herkes aldı.

Ben bir sektörde yıllarca başkanlık yapmış birisi olarak, tüm firmaları tek tek ziyaret ettim. Onların tek tek görüş ve düşüncelerini aldım. Hiç mutsuz bir kişi görmedim. Herkes çok mutluydu. Onların mutluluğu bizim mutluluğumuz. Disiplin de güzel, güvenlikte güzel, her şey yerinde, bir Avrupa meydana getirmeyecek kadar güzel bir fuar.

Türkiye hazır. Türkiye kendini aştı, bundan sonra olacak fuarlara rahat bir şekilde cevap verebilir. Ben her zaman şunu söylüyorum. Bu benim görüşüm. Firmalarımızın marka olması ayrı bir şey ama, "Türkiye’nin marka olması” daha önemli benim için…

Türkiye bir marka olduğu zaman, içindeki tüm firmalarda birer marka olur. Bireysel olarak, kendi markasını tanıtmak isteyen için artısı olur. Ama önemli olan Türkiye’nin bir marka olması. Türkiye kuyumculuk da bir marka olmuştur. İtalya’yı müthiş bir şekilde zorlamıştır. Ve şu anda, Hindistan olsun, İtalya olsun, Amerika olsun, Paris olsun, şu an tahmin ediyorum ki 100 ülkeye ihracat yapıyoruz. İthalatı da bayağı yaptığımızı biliyorum.

Ben kota olması için, hükümetle de bayağı bir ilişki içerisindeydim. Belli bir ihracat yapalım, bir kota olsun diye. Çünkü içeride imalatımız var, büyük firmalarımız var. Bu ithal edilen ürünleri, burada daha iyi ve güzel yapacak hale geldiler. Teknoloji’yi de yakaladık.

Ama ben buradan, "Habergold.com” vasıtasıyla, hükümetten şuna dikkat etmesini isteyeceğim. Mutlaka ithalata "kota” konmasını savunuyorum. Belirli bir yere kadar, ithalatın olması ve belli bir yerden sonra da, kota konması, içerideki atölyelerin için, gerek istihdam, gerekse işçiler açısından atölyelerin mutlu olacağı inancındayım.

Dışarıdan Türkiye’ye gelen firmalar karşı, Türk firmaları hazır. Hatta her şeye hazır. Bir dafa Türkiye’nin konu itibari ile, Türkiye’ye benzer hiçbir ülke yok. Hem Avrupa, hem Asya, hem İpek yolu, yani bu yönde kuyumcu olarak, buraları tercih etmelerinin nedeni var. Hem Avrupa’ya hakim, hem Asya’ya hakim, hem Anadolu’ya hakim, Rusya’ya hakim. Her tarafa hakim. Biliyorsunuz Türk Hava Yolları dünya’nın her yerine uçuyor. Her ülkede böyle bir imkanda yok.

Türkiye son on yılda büyük bir şekilde kendini aştı. Hem Turizm yönünden, hem konfeksiyon yönünden, deri yönünden, kuyum yönünden… Türkiye de bir kez arazide çok. Yani o kadar çok arzimiz var ki, her yerde fabrika kuracak kadarda potansiyelimiz var. O yüzden Avrupa’lılar burada çalışmak istiyorlar. Çünkü buradaki rahatlık dünya’nın hiçbir yerinde yok. O kadar rahat çalışıyoruz ki, Çin’e dahi gitsen, orada devlet basısı var.

Türkiye rahat çalışma yönünden, dünyada tek bir yer. Buna devletinde politikası izin veriyor. Başbakanımız, ticarette önümüzü açacak tüm prosedürle önümüzü açıyor. Hiçbir iş adamına, ticaret yapana zorluk çıkarmıyorlar. Yeter ki, kuralları çerçevesinde çalışsınlar. Yeter ki, vergilerini her şeylerini doğru şekilde versinler. Yeter ki, devletten talep etsinler. Biz şunu kuracağız desinler, yardımcı oluyorlar. O yönden çok şanslı bir ülkeyiz. Kuyumculukta artık biz dünya’ya kafa tutuyoruz. Şimdi dünya da üçüncü sıraya geldik, daha önce on- on beş’inci sıradaydık. Şu anda İtalya’ yı zorluyoruz. Düşünüyor musunuz, kalitede birinciyi zoluyoruz.

Bazı arkadaşlarımız, İtalya’ya mal ihraç ediyor. Bu neye benziyor biliyormusunuz? Suudiye Arabistana hurma satmaya benziyor. Türkiye’nin güçlü olması İş adamlarımıza da cesaret veriyor. Devletin arakasında olduğu kişi neler yapmaz ki, o nedenle hem ben, hem de sektörüm adına mutluyum.

Tabi eksik olan bazı şeyler var, her önüne gelen kuyumcu dükkanı açmamalı. Verdikleri ustalık belgelerine sahip çıkmalılar. Herkes doktor olamayacağı gibi, eczacı olamayacağı gibi, kuyumcu olamayacağını da bilmelidir. Ama ne yazık ki, hükümetin zayıf noktası burası, maliye bakanlığı açılış veriyor. Milli eğitim bakanı bu belge olmadan kuyumculuk yapamaz diyor.

Şimdi değişik bir sitatü daha var. Ticaret odasına kayıtlıysan, hiç önemli değil, istediğin yerde kuyumcu dükkanı aç. Küçük esnaf olarak açacaksan diploma nerede diyor. Yani böyle bir terslikler var. Umarım hükümetimizdekiler bu konuda duyarlı davranırlar, ustalık belgesine sahip çıkarlar. Sektörümüzden her ayrılana, kuyumcu dükkanı açmalarına izin vermezler. İnşallah. Temennim bu.

Son olarak, ben dünya’nın her tarafına fuarlara gidiyorum. Ben her zaman şunu söylemişimdir; " Dünya’ya gidip de, biz oralara döviz vereceğimize, Türkiye de fuarlarımızı Avrupa’yı yapalım, dünya bize gelsin, döviz bizde kalsın” diye bir sloganım var.

Bu haber 15 defa okunmuştur.

YORUMLAR

  • 0 Yorum
Henüz Yorum Eklenmemiştir.İlk yorum yapan siz olun..
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Ahlatcı, Venezuela'da altın madeni işletmeyi planlıyor
Ahlatcı, Venezuela'da altın madeni işletmeyi planlıyor
Yalçın Sağlam: Jagold olarak IJS March 2019 Fuarındayız
Yalçın Sağlam: Jagold olarak IJS March 2019 Fuarındayız