Kuyumcu kent altın ve mücevher sektörünün dünyadaki değişim rüzgârına paralel gelişmeler ve sektörün yeni açılım hayalin meyvesi olarak ortaya çıkan bir projedir.
İlk düşünülen imalattan son tüketiciye ulaşacak yol haritasını kapsayan sektörlerin bu çatı altında entegre edilmesiydi.
Aslında bu umutların enerjisi bu çatıyı buraya kadar da getirdi.
Çok emek veren insanlarda oldu. Bu tesise emek verip meyvesini görmeden yaşamını kaybeden meslektaşlarımız oldu. Allah rahmet eylesin…
Ancak Kuyumcukent projesi hayalleri süsleyen seviyeye henüz gelememiştir.
Bunu sebepleri çok geniş kapsamlı olsa da konjoktürel gelişmeler ve yanlış kararlar yatırımcının umutlarında ve beklentilerinde deformasyon yarattı.
Kuyumcukent’e gönüllü ve amatör olarak hizmet veren, umut bağlayan insanlar 25 yılık serüvenin ardından belki tesisi bu hale getirdi. Onlara teşekkür ediyoruz.
Ancak gelinen nokta hedefi daha ileriye taşımak bu yapıyla mümkün gözükmemektedir.
Bu Tesis 2003 yılında Sayın Başbakan tarafından hizmete açıldığı halde, kısır çekişmelerin bütünleşmemesi 700 bağımsız bölümden oluşan A.V.M’yi 60 kuyumcu mağazası, 10 gelinlik ve 70 tane büro olarak kullanılan bir çarşı konseptine mahkûm etmiştir.
2003 yılından sonra başlayan çarşılar dolup taşarken kuyumcu kentin "sessiz kent’e” dönüşmesi bizleri harekete geçiren unsur olmuştur.
Bu olumsuzluklara ilave olarak "ben yaptım oldu” mantıklı yaklaşımlar ile aidat karşılığı kiralamalar kötü imaj yarattığı için maalesef kuyumcu kent için sonun başlangıcı sürecini başlatmıştır.
Zaten bu kırılma noktası olduğu için bu tablo bizlerde yeniden yapılanma fikrini ortaya çıkaran sebep olmuştur.
Tesisimizin ekonomik hacminin 1 milyar dolarlık bir yatırıma dönüştüğünü de hesaba katarsak bir yerde hata var demektir. Tüm yatırımcıların umut bağladığı bir tesiste yer alan dükkânların aidat karşılığı kiralanması aklın iflası anlamına gelmektedir.
Burada başka bir sorun ortaya çıkıyor; aidat demek hizmetin bedeli demek dükkanın kirası yok demektir. O halde mali mevzuat açısından katma değer üretmeyen bir kiralık mekânın yatırım olarak düşünülmesi nasıl mümkün olacaktır?
Yufka yüreklerle çetin dağların aşılmayacağı gibi ahbap çavuş ilişkilerle de bu tesisin işletilmesi artık mümkün değildir. Yatırımcının boynuna asılan aidat yükü derhal kaldırılıp yatırımların karşılığının bulunmasının zamanı gelmiştir.
Kuyumcukent bu genel kurulunda bir şeyi değiştirerek her şeyi değiştirme kudretini bulmalıdır. Bu değişim ehil yöneticileri seçmek olacaktır.
Bu noktadan başlayarak yeni kat malikleri yönetimine talip olan ekibimiz ilk iş olarak akademisyenlere bir işletme projesi hazırlattık.
Eksiklikleri gördük, yapılan hataların farkına vardık.
Bu projenin içeriğinde idari, mali ve yapısal sorunlarımızın fizibilitesini tablolara döktük. Öncelikli işlerinin tespitini yaptık. İnşallah ilk genel kurulda da ortaklarımızla bu tabloları paylaşacağız.
Kuyumcu kent’in mali kaynaklarının acil, kısa ve orta vadede hangi ihtiyaçlara öncelik vermesi gerektiğini uygulama projelerine dönüştürdük. Wedding World isminin yeniden KUYUMCUKENT olarak değiştirilmesi, otoparkların maliklere (1 araç) bedava olmasından tutun da Aidatların indirilmesine kadar çok detaylı projeler hazırladık…
Evlilik teması üzerine inşa edilmiş Kuyumcu kent A.V.M’de yaklaşık 8 ana sektörün ve sosyal alanların acil olarak işletmeye kazandırılmasının projelerini hazırladık.
Yeni yönetime talip olan Bizler "En kötü mal rafta kalan maldır” sözünün doğruluğuna inanarak artık bu tesisin dolmasını değer bulmasını istiyoruz.
Bu sebeple kuyumcu kentin ekonomik büyüklüğünü sektörel enerjiye dönüştürme gayreti içindeyiz.
Eğer sektör için hayırlısı olacak ise tüm birikimimizi paylaşmaya da hazırız.
Geldiğimiz bu noktada "ortak akıl” kullanılması gerektiğine elbette inanıyoruz. İdareyle temaslarımız da oluyor. Ama güç bende sendromuna kapılan yönetim bırakın ortak akıl kullanmayı dayatma yolunu tercih eden bir hırsa bürünmüş durumdadır…
Ancak idarenin ihtirasları "akıl verme para ver” gibi sığ yaklaşımları bu bütünleşmenin önündeki engeli de oluşturuyor.
Bu tutum şık olmadığı gibi haksız ve kaba bir yaklaşım oluyor...
Bu sebeple; bizler yeni yönetime talip olurken "Kuyumcu kent kişilerle değil, ilkeler ile yönetilsin” İlkesinin benimsiyoruz.
Çünkü Kişiler gelir gider, ihtiraslı idareler de ortaya çıkabilir ama ilkeler buna asla izin vermez, veremez...
Şimdi kuyumcu kentte "tarafgirlik” eksenli bir çekişme var.
Perdenin arkasından sufle yapmaya yeltenen bazı odaklar kasten "Kemalciler, Mustafacılar” gibi sığ bir düşünceyi kasten körüklüyor.
Bu karanlık suflörleri elbette biliyoruz. Bazı "ikiyüzlü” laf ebelerinin de varlığından haberdarız. Nasıl bir yapı kurmaya yeltendikleri ortaklarımızı nasıl açıkça sırıtıyor. Ama onlara da kızmıyoruz. Biz göreve geldiğimiz günden itibaren onların da hizmetinde olacağımızı bu sütunlardan açıkça ilan ediyoruz..
Zamanı gelince de bu suflörleri elbette açıklarız…
Ama kuyumcukent’in hassasiyeti için bu yolu asla denemeyeceğiz…
Sektörümüz ve tesisimiz böyle çekişmeleri kaldırmayacak kadar hassas bir süreçten geçerken, işsizlik ve sorunlarımız dağ gibi olmuşken, biz bu sorumsuzluğun tarafı asla olmayız, olmayacağız da…
Ben ve ekibim göreve gelmemiz halinde herkesi kucaklarız ve hizmetlerinde oluruz.
Çünkü idarecinin pozitiflerle, negatifleri bir arada tutabilme iradesini kullanası gerektiğini biliyoruz.
Şimdiye kadar hizmet veren idarenin ciddi hataları olsa da, eleştirsek de biz sektöre zarar verecek çekişmenin tarafı asla olmayız, olmayacağız.
Sadece herkesin sahip çıkmasını destek vermesini diliyoruz.
Dünya ölçeğinde olan kuyumcuken’timizi el birliği ile kalkındıralım ve katma değer üreten mutlu insanlar olarak birlikte yaşamak istemekteyiz…
Bizler sektör için ortak aklın kullanılmasının tarafındayız…
Bu tercihimiz siz değerli ortaklara deklare ederken, desteğinizi esirgemeyeceğinizi de düşünüyoruz.
Saygı ve sevgiyle hayırlı işler dilerim…
YORUMLAR