İnşaat Türkiye’de son günlerde yükseliş yaşayan ve ülke ekonomisine büyük katma değer sağlayan sektörlerden biri. Bu noktada firmaların kendilerini yurtdışına açmaları ve ihracat kapasitelerini arttırırıp, yurtdışı ilişkilerini güçlendirmeleri önem taşıyor. Bu entegrasyonu sağlayan ve inşaat sektöründe yakalayan güçlü firmalardan biri ise Mayem Group. Firmanın genel müdürü Cengiz Yılmaz bu konuda firmaların kendilerini yurtdışına ifade edebilmelerinin çok önem taşıdığını vurgularken devletin çok ciddi ve başarılar kaydettiğine de dikkatleri çekiyor. Ülke ekonomisini ve inşaat sektörünün geldiği noktayı değerlendiren Yılmaz, yaptığı açıklamada Türk iş adamlarının fark yaratan kimliğine de değindi.
Ülke Ekonomisinin Lomkomotif Sektörü, İnşaat
Yılmaz ülke ekonomisinde inşaatın lokomotif sektörlerden olduğunu dile getiren Yılmaz "Ekonomik açıdan bakınca Türkiye’de ağır sanayi ve bununla birlikte enerji alt yapısı ne yazık ki yok. Türkiye ekonomisinde lokomotif olan bazı sektörler var. Bunların başında inşaat geliyor, ardından tekstil ve otomotiv yan sanayi bu lokomotif izliyor. Dış ticaretimizi bölümsel olarak ayırdığımız zaman, yüzde 15-20’lik kısmını inşaat oluştururken, diğerlerini mamul ya da yarı mamül ürünler oluşturmakta. Böyle olduğu zaman Türkiye’de son 10 yılda, inşaat adına organize edilmiş, sadece İstanbul’da devam etmekte olan projeler, bütün Avrupa’yı baz alırsak tamamından daha fazla bir inşaat alanına sahip bir durumda. Bu ülke ekonomimize dinamizm getirmek adına çok önemli bir kriter. Geçtiğimiz günlerde sayın bakan Binali Beyin açıklamış olduğu, inşaatın üstyapı, altyapı, havalimanı baraj ve diğer türevlerini dikkate aldığımız zaman, müthiş bir yatırımın önümüzde olduğunu görebiliyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin bugüne kadarki ekonomisinin içerisinde inşaat çok önemli bir yer kapsamıştır ve bundan sonra da kapsayacaktır.” yorumunda bulundu.
İyi Yöneticiler Sayesinde Krizlerden Çok Darbe Almıyoruz
Yöneticilerin ciddi ve başarılı çalışmalar yürütmesinin öneminin atlanmaması gerektiğine değinen Yılmaz, konuyla ilgili "Ülkenin genel ekonomik yapısına baktığımız zaman, bu yapının dünya ile entegre ama dünyadan biraz daha kendini soyutlayıp tehlikelerden arındırabilen bir tarzı olduğunu görüyoruz. Çok akıllı bakan ve müsteşarların ipleri çok sıkı tutmasıyla, etrafımızda olan bir sürü heyelan bize çok fazla dokunmadan, en azından onlar seviyesinde tahribat yaratmadan, yolumuza devam etmemizi sağlamıştır. Ben ülke ekonomisini oldukça başarılı buluyorum ve bu yönetimi yapan insanları kutluyorum. Bu ciddiyeti uzun yıllar tahsis etmelerini, bu imkanları insanlara sunmalarını bekliyoruz.” dedi.
Daima Yeni Bölgelere Açılmalıyız
Yurtdışında sınır tanımayıp her bölgede gelişmek gerektiğini söyleyen Yılmaz "Onbeş yirmi yıl öncesine oranla gelişen ve işletmesini önemli noktalara getiren Türk iş adamlarının yurt dışıyla muhakkak bir entegrasyonu gerekiyordu. Bu noktada iş adamlarımızın yurt dışına sürekli seyahat etmelerinin ve ticari faaliyetlerini yurt dışına taşımalarının, mal satmalarına, almalarına, ticari faaliyetlerini bir noktaya getirmelerine çok büyük faydaları vardır. Fakat şu anki tablomuz yeterli midir diye düşünürsek, bence değildir. Dünyanın her yerine gidip yapmış olduğumuz işler anlatılmalı diye düşünüyorum. Yapmış olduğumuz faaliyetleri öne çıkartıp, gittiğimiz ülkelere faaliyetlerimi anlattığımız takdirde, dış ticaret faaliyetlerinin olmama ihtimali mümkün değil. Dış ticaretimizin çoğu bu iletişimden kaynaklanmakta.” ifadelerini kullandı.
Kendimize Özgü Değerlere Sahip Çıkmalıyız
Türk insanının çalışkan ve güvenilir kimliğine dikkat çekerken Yılmaz "Türk insanınına has ve onu dünya insanından ayıran şey, her ne kadar bir kısım yerlerde dillendirilmiş olsa dahi, çalışkanlığımız ve güvenilirliğimizdir. Bizim insanımız gerçekten çalışkan, özgüveni yüksek ve dürüst bir yapıya sahip. Bu değerler en kıymetli değerimizdir ve aynı şekilde en büyük sermayemizdir. Bunu asla kaybetmememiz gereklidir.” dedi.
YORUMLAR