Aber Gold Yönetim Kurulu başkanı İsmail Hakkı Haliloğulları, "Habergold.com” a vermiş olduğu röportaj ile Aber Gold firmasının yeni durumu, ileriye yönelik planlarının yanı sıra, gündemdeki kuyumculuk setöründeki bazı problemlere da açıklık getirdi.
Kuyumcukent Atölye bloklarında, beşinci kat’a yeni yerine taşınan, Aber Gold Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Hakkı Haliloğulları’na "Habergold.com” olarak misafir olduk.
---Biz sizleri tanıyoruz, klasik bir soru ile başlamak istiyorum. Okuyucularımızın sizleri tanıması için, bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
-Bende size klasik bir cevap vereyim. Aber Gold hızlı bir şekilde büyüyen, belli noktalara gelmiş olan bir firma. Kendimizi, yüzük ve bilezik hususunda, ispatlayacağımıza inandığımız, önümüzün açık olduğunu gördüğümüz bir firma. Biz de işverenler olarak, firmamızı kalkındırmak için elimizden geleni yapıyoruz.
---Şu anda Aber Gold’u kuyumcukent beşinci kat’a taşınmış görüyoruz. Bu trent ilk olarak ne zaman başladı?
-Bu trent Çemberlitaş’da başladı, 2006 yılında buraya geldik. 2006’dan 2013’e kadar altı yıldır, durmadan koşuyoruz.
---Aber Gold’un yeni yere taşınması ile, hem çalışanda artışın olması, hem mekanın genişlemesi, çalışma temposunun hızlanması, Aber Gold’un bundan sonra ileriye dönük, nasıl bir çalışma strateji bekliyor?
-Aber Gold olarak, altmış metreden, yüz yetmiş metreye yükseldi mekan olarak. İş ortaklarımız çoğaldı. Yeni müşteri pörtföylerimizi çoğalttık. İç piyasaya daha çok ağırlık vereceğiz bu saatten sonra… Ürün yelpazemizi son derece daha geniş turuyoruz. Ortalamla, ayda elli-altmış model kapasitemiz var. Müşterimize her ay yeni ve farklı model verme taraftarıyız biz. Yani müşterimiz bizden bir malı aldığı zaman, diğer siparişinde yeni modellerle tanışıyor. Bu esnada müşteri mutlu, biz mutluyuz. Aber Gold’da son sürat yola devam ediyor.
---Ağırlıklı, firma olarak yurt dışı mı, yoksa yurt içimi çalışıyorsunuz?
-Bizim şu an itibari ile yüzde yetmiş yurt dışı ve yüzde otuz yurt içi çalışmaktayız. Ama biz bunu 2013 yılında yarı yarıya düşünüyoruz. İç piyasada ilerlemek istiyoruz. Sizin anlayacağınız yüzde elli, elliye getirmeyi düşünüyoruz. İhracatta, biraz sıkıntılar var. ONS’un dengesizliği yüzünden, insanlar gümüşe yöneliyor. Açıkcası, bizim gibi firmalarda gümüş yapma taraftarı değiliz. Çünkü gümüşün hammaddesi yumuşak olduğu için, elemanlarımız altında gümüşe geçtiği zaman, orada kendi içlerinde bir dengesizlik yaşıyorlar. Kısacası, biz altından yanayız, gümüşü pek tezgaha sokmuyoruz.
---Siz aynı zamanda yurt dışına ihracat yapan bir firmasınız, son günler de altının, bu dengesiz iniş-çıkış’ları sizleri içeride ve dışarıda nasıl ve ne kadar etkiliyor?
-Ben şöyle söyleyeyim size, ben bin yedi yüz ons’da (corc soros)’un bir demecini dinledim. Dedi ki, "Altın Satılır”. Biliyorsunuz bu zat, ülkeye girip de batıran insan… Kapital gücü çok var. İnanılmaz bir para gücü var. Dodur boşalt yaptıklarına inanıyorum ben. Altının 2013 yılında yine bin sekiz yüz ons’u göreceğine inanıyorum ben… Altın her zaman altındır. Dünya hep toz pembe görülmemsi lazım, malum Avrupa hala çalkalanıyor. Kriz her tarafta, Amerika’nın ne olduğu belli değil.. Dengesiz bir politika izlemekteler.
---Ama bazı esnaflar, Altın düşse de, yükselse de kazandırıyor diyor. Siz katılıyor musunuz?
-Biz Aber Gold olarak sekiz ayarı kesinlikle tavsiye etmiyoruz. Neden diyeceksiniz. Çünkü, malum bir kilo altının içinde, 333 gr. has mamul var, geri kalan da katkıdır. Yani bunun ilk etap da bir kararması var. Bu kararmanın önene hiçbir şekilde geçemiyorsunuz. Biz burada üretici olarak, tüketicilere şu tavsiye de bulunuyoruz. Kesinlikle küçük ayar altın almaları taraftarı değiliz biz… Çükü bu şahıs, bu mamulün bir yıl sonra karardığını görünce şikayet edecek. Şikayet ettiği zamanda bu iş direk atölyecilere patlayacak.
---Peki son günlerde bankalara karşı bir tepki var, hurda altın aldığından dolayı bu durum sizi ne kadar etkilemektedir? Ya da iç piyasada sizi etkiler mi?
-Bence herkes kendi bildiği işi yapmalıdır. Bankanın yaptığı iş para işi, tabi kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez misali vardır. Şimdi gözü dikmişler bizim sektörümüze. Hurdadan ne kazanacaksınız ki, girmişiniz böyle bir işe, bankacıların girdikleri bu iş, biz kuyumcular için mantıksız. Halkın cebindeki parayı alıp, TL’ye çevirerek yine vatandaşa satmaya çalışıyorlar, parayı geri plana atmaya çalışıyorlar. Bence vatandaşlar bu oyuna gelmemelidir. Yani insanlar burada oyuna gelmesinler bence…
---Son olarak görüşlerinizi alabilir miyim?
-Çalıştığımız firmalardan ödemeler hakkında daha hızlı dönmeleri, bililyorsunuz ki, imalatların hammaddesi altındır. Verdikleri zaman bunları alıp, işleyip bir daha vermeleri gerekiyor. Yani çalışmayan demir pas tutar. Pas tutmaması için bu demirin sürekli çalışmaları lazım. Biz işlem yapan insanlarız, işçiliğimiz ile bir yerlere gelen insanlarız. Sonradan bazı, kendini bilmez bazıları ki, onları içimizde barındırmamamız gerekiyor. Bu arada çok duyuyoruz, filan şunu çarpmış, şunu dolandırmış diye, daha dikkatli olmamız lazım. Malum kilosu yüz milyar, biz kuruyemiş dükkanı çalıştırmıyoruz. Herkes malının, mülkünün değerini bilecek bekçiliğini yapmalıdır.
Ayrıca, Habergold.com’a bu imkanı bize verdiğinden dolayı teşekkür ediyoruz….
YORUMLAR