Kapalıçarşı İçin Hep Birlikte Ve Özveriyle

Kapalıçarşı'ya gelen turistlerin de giderek kalitesiz ve parasız bir kitleye dönüştüğüne değinen Üçkardeş konuyla ilgili;

1968’den bu yana imalatçı olarak sektörün içinde yer alan Zeki Üçkardeşler Kuyumculuk, 1980’de mağazacılık hayatına giriş yaparak faaliyetlerini günümüze kadar sürdüren bir firma. Firma sahibi Zeki Üçkardeş, firma kurulduğu günden bu yana, Kapalıçarşı’dan vazgeçmeyen esnaflardan. Firma eskiden yoğunlukla Arap Ülkeleri, Polonya ve Rusya gibi ülkelere satış yaparken, 2008’den günümüze etkilerini görülen dünya krizi ile satışlarda durgunluk yaşamış. Kapalıçarşı’ya duyarlılıkla yaklaşan firmanın sahibi Zeki Üçkardeş Habergold’a çarşı üzerine açıklamada bulundu. Kapalıçarşı’nın eskilerden bugüne gelişimi hakkında konuşan Üçkardeş, şunları dile getirdi;

"Kapalıçarşı’da kaliteyi yavaş yavaş düşürüyoruz. Bu konuda öncelikli olarak seyyar satıcılar büyük sıkıntı teşkil ediyor. Bugüne kadar çarşı’da turistin hiçbir şeyi çalınmamıştır. Fakat nedense turistlere bizler hırsızmışız hissiyatı yaratılıyor. Ne yazık ki hak etmediğimiz bir imaja bürünüyoruz. Ayrıca defalarca medyaya yansıyan ve hatta dünyaya da yayılan kötü mimari düzeltilemiyor. Bu konuda Kapalıçarşı’yı olumsuz etkileyen faktörlerden biri. Bununla ilgili iyi niyetli yaklaşımlarla çözüm önerileri üretilmeli ve bir an evvel uygulanmalı diye düşünüyorum.”

Kapalıçarşı’ya gelen turistlerin de giderek kalitesiz ve parasız bir kitleye dönüştüğüne değinen Üçkardeş konuyla ilgili;

"Gelen turist kitlesinin yanı sıra turist rehberlerinin yanlış yönlendirmeleri de bizleri sıkıntıya sokuyor. Eğitilmemiş ve kalitesiz rehberlerle bırakılıyoruz. Bu olumsuzluklardan kuyumculuk sektörü ile birlikte diğer sektörlerde etkilendi. Satışlar yok denecek kadar azken, sabit giderlerimizi karşılamak çok zorlaştı. Ana caddedeki bir çok kuyumcu yerini bambaşka sektörlere bıraktı. Kuyumcular caddesinin aynası bambaşka sektörleri yansıtır oldu. Kapalıçarşı’nın 33 kapısı var, bu kapıları seyyar satıcılardan uzak, turistin rahatça dolaşabileceği bir ortama çevirmeliyiz. Bunun için su akar Türk bakar mantığını bir kenara bırakmalı, esnaflar, odalar ve dernekler olarak hep birlikte özveriyle çalışmalıyız