Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi'ne Katıldı

Altın borsasının gelişmesinin önündeki engellerin kalkmasının önemli olduğunu vurgulayan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

Başbakan Yardımcısı Babacan:  "ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkındayız. Ancak içerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz? ÖTV'yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz? Bu bizim için önemli bir ev ödevidir"- "Altın üretimi cari açığı azaltacak çok önemli bir alan. Bu sektörün önünü açmamız, altın madenciliğini geliştirmemiz bizim için stratejik bir öncelik" - "Artık eski usulleri kayıt dışılığı terk edip, kayıt içinde, resmiye geçerek, şirketlerimizi kuruluşlarımızı kurum olarak güçlendirmek sektördeki herkesin nihai hedefi olmalıdır"

 

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkındayız. Ancak içerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz? ÖTV'yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz? Bu bizim için önemli bir ev ödevidir" dedi.

Babacan, 4. Uluslararası İstanbul Altın Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, altının maden safhasından, işlenme, ihraç etme ve finans piyasası aracı olmasına kadar her açıdan önemli olduğunu belirterek, madenden altın üretim rakamlarına, Türkiye'deki mücevherat ürünleri rakamlarına, katma değere ve ihracata yani hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu alanda başarılı olunduğunu kaydetti.

 

Sektörde gelinen noktanın gurur verici olduğunu ifade eden Babacan, "Altına ve mücevheratı kattığımızda İstanbul, bu konuda dünyanın en eski tarihe sahip olan şehirlerden birisi. Kapalıçarşı kültürüne baktığımızda aslında İstanbul'un nasıl da Türkiye'nin sınırlarını aşan yoğun bir faaliyetin merkezi haline geldiğini görüyoruz. Altın ve mücevherat pazarına baktığımızda Türkiye, bu işin en büyük 5 pazarından biridir" diye konuştu.

"(Altın) görmediğimiz rakamlar olduğunun farkındayız"

Babacan, istihdam açısından bakıldığında sektörün 250 bin çalışanı ve 35 bin perakende satış noktası bulunduğunu anlatarak, sektörün 2012 yılında 2,5 milyar dolara ulaşan ihracatı olduğunu dile getirdi.

 

Bu yılın nisan ayı itibariyle 976 milyonluk ihracat rakamının görüldüğünü belirten Babacan, "Bu tabii bizim gümrüklere bildirilen rakamlar üzerinden gördüğümüz kadarıdır. Ama görmediğimiz rakamlar olduğunun da az çok farkındayız. Kayıtlı olan bu rakam dahi gerçekten önemli" diye konuştu.

Babacan, Türkiye'de altının madenden üretimini önemsediklerini ve bu rakamın hızla arttığını ifade ederek, şöyle devam etti:

 

"Burada sorunların, sıkıntıların olduğunu biliyoruz. Bürokratik problemlerin farkındayız, fakat bu üretimin bizim ekonomik yapımız açısından son derece önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Petrol, doğalgaz ve tasarruf oranlarımızın düşük olması sebebiyle cari açığımız yüksek. Ama altın üretimi cari açığı azaltacak çok önemli bir alan. Bu sektörün önünü açmamız, altın madenciliğini geliştirmemiz bizim için stratejik bir öncelik."

Üretilen katma değere bakıldığında sektörün ekonomik büyümeye de katkı verdiğini anlatan Babacan, "Markalaşma ve tasarım üzerine eğilmemiz gereken alanlardır" dedi.

 

Babacan, yapılanın sadece taşeronluk, fasonculuk olursa fazla katma değerin oluşamadığına dikkati çekerek, yurt dışında Türk markaları bu konuda gelişirse daha fazla katma değer üretileceğini kaydetti.

"Kayıt dışılık gibi eski alışkanlıklar terk edilmeli"

Babacan, tasarım konusunda son yıllarda güzel gelişmelerin olduğunu belirterek, "Türkiye'de 'biz buradayız, daha iyisini yapıyoruz' diyen çok kuruluşumuz var" diye konuştu.

 

Bu sektörde kurumlaşmanın önemli olduğunu ifade eden Babacan, şunları aktardı:

 

"Kayıt içine geçmek bu işin önemli bir perspektifidir. Kurumsallaşmadığımız zaman küçük kalıyoruz. Tabiri caizse, elin adamına kolay emanet edilebilecek şekle getiriyoruz. Artık eski usulleri kayıt dışılığı terk edip, kayıt içinde, resmiye geçerek, şirketlerimizi kuruluşlarımızı kurum olarak güçlendirmek sektördeki herkesin nihai hedefi olmalıdır."

 

"İstanbul'u değerli taşta alışveriş merkezi olması önemli"

Babacan, 1995 yılında İstanbul Altın Borsası'nın (İAB) faaliyete geçtiğini anımsatarak, "İAB'ı, Borsa İstanbul ile bir araya getirdik. Yine İzmir'deki Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası'nı Borsa İstanbul çatısı altında birleştirdik. 2012 yılında borsaya baktığımızda 15,5 milyar dolarlık bir işlem hacmi var. Bu yılın ilk 5 ayında borsada işlem gören altın rakamlarına baktığımızda 9,4 milyar dolara ulaşmış durumdadır" ifadelerini kullandı.

 

Altın borsasının gelişmesinin önündeki engellerin kalkmasının önemli olduğunu vurgulayan Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Özellikle kıymetli taş, pırlanta, elmas gibi ürünlerde ÖTV var. Bir yandan Borsa İstanbul'un uluslararası bir kurum olmasını sağlamamız, diğer yandan da ÖTV'yi düşündüğümüzde durum zor. ÖTV'nin önemli bir engel olduğunun farkındayız. Ancak içerideki lüks tüketim üzerindeki vergi ile işin borsacılık boyutunu nasıl bir arada düşünebiliriz? ÖTV'yi nasıl engel olmaktan çıkarabiliriz? Bu bizim için önemli bir ev ödevidir. Bunu da mutlaka çalışmamız gerekiyor. Değerli taşta da İstanbul'un uluslararası alışveriş merkezi olmasını sağlamamız önemli."(AA)