50 Yıl Önce, 50 Yıl Sonra Düziçi'nde Kuyumculuk

Düziçi'nin en eski kuyumcusu Davarcı Babacan Kuyumculuğun sahipleri Mustafa ve fatih Davarcı kardeşlerle 50 yıl önce Düziçi'ni ve kuyumculuğu konuştuk.

Düziçi’nin en eski kuyumcusu Davarcı Babacan Kuyumculuğun sahipleri Mustafa ve fatih Davarcı kardeşlerle 50 yıl önce Düziçi’ni ve kuyumculuğu konuştuk.

"1960’da faaliyete geçtik.” Diyen davarcı kardeşler

" Düziçi’nin en eski kuyumcusuyuz. O zamanlar buralara Yeniköy denirdi. Kasaplar çarşısı, portakal bahçesiydi. O yıllarda çarşı da belli başlı birkaç esnaf vardı.

Kuyumculuk sektöründe o zamanlar, Reşat altını, ay küpe, zambak küpe menekşe küpe modaydı. Çok nadir satılan burma bilezik vardı. Döş iğnesi denilen broşlar, o zaman genç kızlarının vazgeçilmez takısıydı.

Kolye olarak Reşat altını, yüzük olarak el yapımı kenarları tırtırlı yüzükler modaydı. Düğünlerde, tokalı denilen gerdanlıklar takılırdı. Önceden Reşat ve Atatürk altını hariç diğer hepsini biz kendimiz imal edip pazarlıyorduk. Fakat şimdi toptan satış yapanlar çıktı. Önüne gelen elinde parası olan bu işten anlamayan herkes, kuyumculuk yapmaya çalışıyor. Eskiden altın takmak için alınırdı. Altın gelinin süsüydü. Şimdi düğünlerde ise altınlar kişilerin varlığına göre ve yatırım için alınıyor.

 

 

Kuyumculuk hatırı sayılır ve hassas bir meslektir. Eskiden kuyumculuk saygın meslekler arasında ilk sırada yer alırken; şimdi para kazanma hırsı olanlar yüzünden mesleğin halk arasındaki itibarı azaldı. Kuyumculuk mesleği eskiden çırak ve kalfalara öğretilir bu insanlar yetiştirilirdi. Şimdi ise elinde parası olan mesleğe giriyor. Sonra da tutunamayıp batıyorlar, dükkânı kapatıyorlar. Hem emeklerine yazık oluyor hem de meslek itibar kaybediyor.” dedi.